NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ AR-GE STRATEJİ BELGESİNİN OLUŞTURULMASI ÇALIŞTAYI

 

Tarım, sanayi ve hayvancılığın önemli bir yer tuttuğu bölgede, üretime modern biyoteknolojik uygulamaları katarak verim artışı, ve böylelikle bölge kalkınmasına katlı sağlamayı hedefleyen Namık Kemal Üniversitesi, TÜBİTAK 1000-2015-1-Üniversitelerde Ar-Ge Strateji Belgesi Hazırlatılması ve Uygulatılması çağrısı kapsamında desteklenen proje çerçevesinde “Biyoteknoloji Ar-Ge Strateji  Belgesi”  hazırlık çalışmalarına başlamıştır.

 

Strateji  Belgesi kabul edildiği takdirde Üniversitemizin ilgili tüm birimleri Bitkisel ve Hayvansal Üretim, Gıda ve Çevre alanlarında içinde biyoteknolojik uygulamaları içeren "1003 - Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı" ve "1004 – Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı" programları kapsamında büyük ölçekli projelere başvurma hakkı kazanacaktır.

Bu kapsamda Paydaşlarımızın değerli katkıları ile görüş, öneri ve taleplerini almak üzere 15.12. 2016 tarihinde ekte yer alan gündem ile Namık Kemal Üniversitesi’nde bir çalıştay düzenlenecektir.

Çalıştay aşağıda bilgisi verilen proje çerçevesinde düzenlenecektir.

 

 

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ AR-GE STRATEJİ BELGESİNİN OLUŞTURULMASI (BİYOTEKNOLOJİ)

Proje No: 115R147

Moleküler biyoloji, hücre biyolojisi, genombilim alanlarındaki bilimsel ilerlemeler sonucu, dünyada özellikle sağlık, çevre ve tarım alanlarındaki biyoteknolojik uygulamalarda bir patlama yaşanmakta; “modern biyoteknoloji” ya da “yeni biyoteknoloji” olarak tanımlanan bu gelişmeler, insanlığa daha sağlıklı ve daha kaliteli bir yaşam için eşi görülmemiş fırsatlar yaratmaktadır. Gelişmiş ülkeler bu fırsatları hızla ekonomik faydaya dönüştürmeyi başarmış ve biyoteknoloji sektörü ekonomilerinin itici güçlerinden biri haline gelmiştir. Bugün benzer gelişmeler, Güney Kore, İsrail, Hindistan, Çin gibi ekonomisi büyümekte olan ülkelerde de yaşanmaktadır. AB adaylığı ile ivme kazanan toplumsal değişim hareketi sağlık, tarım, hayvancılık ve endüstriyel üretim alanlarında “moleküler biyoloji bilimi” ve “yeni biyoteknoloji” alanlarını kucaklamak durumundadır. Vizyon 2023 öngörü projesinde bu alanlar için vizyon çalışmasında belirlenmiş somut hedeflerin -öngörülen yol haritalarına sadık kalarak gerçekleştirilebileceği, Türkiye’nin 20 yıl gibi kısa bir dönemde moleküler biyoloji, biyoteknoloji ve gen teknolojilerinde küresel bir güç haline gelme şansına sahip olduğu, böyle bir gücün, ülkemize, 21. yüzyılın teknolojisi olarak tanımlanan biyoteknolojide sadece insanımızın yaşam kalitesini yükseltmekle sınırlı olmayan, ekonomik ve teknolojik bir üstünlük kazandıracağı vurgulanmaktadır.

Vizyon 2023 çalışmasında “Tohum ve damızlık üretimi, bitkisel ve hayvansal üretimin başlangıç materyali olarak gerekli ve vazgeçilemezdir. Kaliteli genetik materyal kullanımı bir yandan verimliliğin artmasına neden olurken, diğer yandan da gıda sektörünün ihtiyaç duyduğu özellikte bitkisel ve hayvansal girdileri sağlamada büyük öneme sahip olduğu belirtilmektedir. Oysaki kaliteli genetik materyalin yerli kaynaklarla temininde ülkemiz oldukça yetersiz seviyelerde olup tamamen dışa bağımlıdır ve bu durum Türk tarımı için bugün ve gelecekte en önemli darboğazdır. Bu nedenle Vizyon 2023 öngörü projesinde “Tohum ve damızlık geliştirilmesi, geliştirilen tüm çeşitlerin pratiğe aktarılması için, bu alanlara yönelik üretim teknolojileri ve biyoteknolojik yöntemlerin geliştirilip uygulandığı damızlık ve tohumluk üretim programları başlatılmalıdır” ibaresi projenin öne çıkan başlıkları olmuştur. Ayrıca projede “çevre alanında da su kaynaklarımızı sürdürülebilir şekilde yönetilebilmesini ve kirliliği önleyerek atıkların değerlendirilmesini sağlayacak teknolojilere sahip olmanın” gerekliliği de öne çıkan diğer başlıklardan biridir.

Türkiye’nin sürdürülebilir tarım tekniklerinin yanında, modern biyoteknolojinin her imkanından da yararlanarak tarımda verimliliğini artırmak zorunda olduğu bu nedenle “Moleküler ıslah yöntemleri, in vitro ve in vivo embriyo üretimi, embriyo transferi ve haploidi gibi doku kültürü teknikleri”  gibi biyoteknolojik yöntemlerin kullanılması ile klasik ıslah sürecini önemli ölçüde kısaltabileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca Vizyon çalışmasında “biyoteknoloji ve gen teknolojilerine dayalı moleküler tanı, hayvansal ilaç ve aşıların geliştirilerek kullanıma sunulması” hedeflerden biri olarak gösterilmiştir.

Tarımsal üretimin önemli bir gelir kaynağı oluşturduğu Trakya Bölgesinin güçlü üniversitelerinden biri olan Namık Kemal Üniversitesi, son yıllarda dünyadaki gelişmeler doğrultusunda ve Vizyon 2023 öngörü projesinde belirlenen hedefleri de göz önüne alarak biyoteknolojiye yönelmiş, hem mevcut laboratuvar alt yapısını modernize etmiş hem de DPT projesiyle biyoteknolojik alt yapısı oldukça güçlü “Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (NABİLTEM)” adı altında bir merkezi kurmuştur. Bu yıl Kalkınma Ajansına üniversite adına sunulan tek proje, bölgenin tek Ziraat Fakültesi tarafından hazırlanan biyoteknolojik yöntemlerin kullanılması ile (bitki doku kültürü teknikleriyle) bitki yetiştiriciliğinde bölge için model olmayı, bölgeye materyal sağlamayı, yeni teknolojileri, bölge için uygun yeni çeşitleri çiftçiye aktarmayı amaçlayan ”Ziraatbiyotek” adlı bir projedir. Benzer bir şekilde hayvansal üretimde yapılacak Ar-Ge çalışmaları içinde “Eğitim, Araştırma ve Uygulama Çiftliğinin” kapasitesinin artırılması için önemli bir kaynak aktarılmıştır. Ciddi bir hayvan varlığına ve hayvansal üretim potansiyeline sahip olan bölgede hayvancılık sektörüne modern biyoteknoloji yöntemlerin adapte edilmesi üniversitenin önceliklerinden biridir. Bu amaçla kurulan Veteriner Fakültesi’nin özellikle çiftlik hayvanları üzerinde yoğunlaşması hedeflenmektedir. Böylece gerek bitkisel ve gerekse hayvansal üretimde bölgede verimli ve kaliteli ürünü hedefleyen Üniversitemiz, hem Ziraat hem Veteriner Fakültesi’nin koordineli olarak modern biyoteknolojide atılım yapmasını ve bölge kalkınmasına önemli bir ivme kazandırmayı öngörmektedir. Bölgenin öncelikli konularından biri olan çevre kirliliğinin önlenmesi göz önüne alınarak üniversitemizin Çevre Mühendisliği Bölümü Çorlu ve Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesine yakın kurulmuştur ve çevre kirliliğini önleme ve atıkların değerlendirilmesi konularında sanayi ile işbirliği içerisinde çalışmaktadır.

Birçok alanda olduğu gibi tarımsal üretimde ve çevre teknolojilerinde biyoteknoloji önemli bir yere sahiptir. Tarımsal üretimde verim artışı ancak modern biyoteknolojinin üretime entegrasyonu ile mümkündür. Tarımda karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması klasik ıslah yöntemleri ile uzun zaman alırken biyoteknolojik yöntemler, süreyi kısaltmakta, iş gücünü azaltmakta ve başarı şansını artırmaktadır. Bölgedeki yoğun tarımsal üretim ve sanayi, bölge için ekonomik bir güç olmakla birlikte aynı zamanda çevre kirliliğine neden olmaktadır. Çevre kirliliğinin tespiti (biyosensör teknolojileri), önlenmesi (biyoremediasyon) ve aynı zamanda atıkların değerlendirilmesi biyoteknolojinin uygulandığı önemli sahalardan biridir ve üniversitemiz için öncelikli alanlardan biridir. Bu nedenle Namık Kemal Üniversitesi son yıllarda daha yoğun olmak üzere biyoteknolojik çalışmalara yönelmiş ve alt yapısını modernize etmiştir. Bölgede önemli bir aktör olan üniversitenin yetiştirici, sanayi, kamu kurumlarının ihtiyaç ve sorunlarına yönelik modern teknolojileri ülkeye transfer etmesi, geliştirmesi ve uygulamaya aktarılmasını sağlaması esastır.

Bu projenin amacı bölgede tarımsal üretimde (bitkisel ve hayvansal) verim ve kalitenin arttırılması, karşılaşılan sorunlara daha hızlı çözüm bulunması, üretimin yarattığı çevre kirliliğinin tespiti ve azaltılmasına yönelik biyoteknolojik yöntemlerin geliştirilmesi ve uygulamaya aktarılmasını hedefleyen beş yıllık strateji belgesinin hazırlanmasıdır.

Tarım, sanayi ve hayvancılığın bu denli önemli bir yer tuttuğu bölgede üretime modern biyoteknolojik uygulamaları katarak verim artışı sağlamayı, böylelikle bölge kalkınmasını hızlandırma konusunda çiftçi, kamu araştırma kurumları ve özel sektör için lokomotif görevi üstlenmeyi hedefleyen Namık Kemal Üniversitesi’nin “Biyoteknoloji” alanında hazırlayacağı strateji belgesi üniversitenin rekabet gücünü ve bölge sanayi ve tarımındaki olumlu etkisini artıracaktır.

Görev Ad-Soyad Bölüm
Proje Yürütücüsü Prof.Dr. Sezen ARAT Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü
Araştırmacı Prof.Dr. Süreyya Meriç PAGANO Çevre Mühendisliği Bölümü
Araştırmacı Prof.Dr. Metin TUNA Tarla Bitkileri Bölümü
Araştırmacı Doç.Dr. Fulya ÖZDİL Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü
Araştırmacı Doç.Dr. Emel ÖZKAN ÜNAL Zootekni Bölümü
Araştırmacı Doç.Dr. Mustafa MİRİK Bitki Koruma Bölümü
Araştırmacı Yrd.Doç.Dr. Sheida DANESHVAR Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü
Araştırmacı Yrd.Doç.Dr. Serdar POLAT Bahçe Bitkileri Bölümü